RADYO ESENLER DİNLEYİCİSİYLE BULUŞMAYA DEVAM EDİYOR
Yeni yayın dönemine dopdolu bir içeriklerle devam eden Radyo Esenler’de, her hafta dinleyiciyle buluşan “Haftanın Nabzı” programının bu haftaki konuğu yazar ve akademisyen Dr. İlhami Fındıkçı oldu. Fındıkçı, son kitabı “İnsanın Anlamı” üzerinden modern çağın en temel sorununa dikkat çekerek, “İnsan kendini merak eden bir canlı; ancak bugün bu merakını gideremiyor” dedi.
Cüneyt Özdemir’in sunumuyla Radyo Esenler’de dinleyiciyle buluşan “Haftanın Nabzı” programında bu hafta modern çağda yaşayan insanların anlamla olan ilişkisi ele alındı. Programda, teknolojinin ve hızın kuşattığı çağımızda insanın kendisiyle, ailesiyle ve yaratıcısıyla kurduğu bağın giderek zayıfladığı vurgulandı.
HAYATIMIZ EKRANLARIN ARASINA SIKIŞTI
Özdemir’in sorularını yanıtlayan Fındıkçı, “Bugünün insanı ekranların arasına sıkışmış bir hayat yaşıyor, kendi olmaya vakti yok. Böyle olunca kendini bilmekten, yani insanın anlamından uzaklaşıyoruz” sözleriyle günümüz insanının içsel kopuşunu özetledi. İnsanın varlıkla birlikte bir anlam üretmesi gerektiğini belirten Fındıkçı, bu anlamın üç temel bağ üzerinden inşa edildiğini ifade etti: “İnsanın önce kendisiyle, sonra ailesiyle ve nihayetinde devletiyle bir bağ kurması gerekir. Dün bu bağlar daha güçlüydü; bugünse teknolojik bombardıman altında zayıfladı.”
İNSANIN PİŞTİĞİ YER AİLEDİR
Konuşmasında aile kurumunun insanın anlam yolculuğundaki önemine de dikkat çeken Fındıkçı, “İnsanın piştiği yer ailedir. Devletimizin bu yılı ‘Aile yılı’ ilan etmesi bu açıdan çok değerli bir adımdır” dedi.
Porgramda ayrıca Kur’an-ı Kerim’de geçen “Onlar kalpleriyle düşünmezler mi?” ayetine de değinen Fındıkçı, kalbin yalnızca biyolojik bir organ olmadığını insanın ruh ve irade merkezi olduğunu vurguladı.
Fındıkçı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yaşamda o kadar var olma derdindeyiz ki yar olmaya vaktimiz yok. Oysa insanın kalbi, anlamın kaynağıdır. Bizim için başkasının kurguladığı bir hayat yerine, Yüce Allah’ın bize verdiği hayatı yaşamak çok daha anlamlı olacaktır.”
